SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3171 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ ح و حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ قَالَا حَدَّثَنَا حَرْبٌ يَعْنِي ابْنَ شَدَّادٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى حَدَّثَنِي بَابُ بْنُ عُمَيْرٍ حَدَّثَنِي رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَا تُتْبَعُ الْجَنَازَةُ بِصَوْتٍ وَلَا نَارٍ زَادَ هَارُونُ وَلَا يُمْشَى بَيْنَ يَدَيْهَا

 

Ebû Hureyre'den (rivayet olunduğuna göre) Nebi (s.a.v.);

 

"Sesle ve ateşle cenazenin peşinden gidilemez." buyurmuştur.

 

(Bu hadisi musannif Ebû Davud'a rivayet eden) Harun (b. Abdullah bu rivayetine) şunları da ekledi: "Cenazenin önünde de yürünmez."

 

 

İzah:

Feryad-u figan ederek cenazenin peşinden gitmek mutlak su­rette caiz olmadığı gibi, meşaleler ve benzeri ateşlerle cena­zenin peşinden gitmek de caiz değildir.

 

Bu mevzuda Hanefi fıkıh kitaplarından el-Bedayi isimli eserde şöyle de­niyor: Nebi (s.a.v.), bir cenaze kabre götürülürken bir kadının elinde bulu­nan bir buhurdanlıkla cenazeyi takib ettiğini görünce, onu azarladı ve kov­du, kadın da oradan uzaklaşarak, ileride bulunan tepelerin arkasına saklan­dı. Ebû Hüreyre (r.a) de ölmeden önce "Benim arkamdan buhurdanlık taşı­mayınız. Çünkü bu ehl-i kitabın adetlerindendir. Onlara benzemek çirkin bir iştir." diye vasiyyette bulundu.

 

Bu hadislerdeki yasağın şumülü içerisine 3127 numaralı hadiste söz ko­nusu edilen ölünün arkasından yüksek sesle ağlamak girdiği gibi, yüksek sesle Kur'an okuyarak, zikrederek, davul veya boru çalarak, cenazeyi takibetmek de girmektedir.

 

Taberânî'nin Zeyd b. Erkam'dan rivayet ettiğine göre, Hz. Nebi şöyle buyurmuştur: "Gerçekten Allah üç yerde sükut etmeyi sever. Kur'an okunurken, harb edilirken ve cenazenin yanında iken." İbn Mace'nin Ebû Bürde'den rivayet ettiğine göre, Ebû Musa (r.a) ölümü yaklaşınca "Beni bu­hurdanlıklarla takip etmeyiniz." diye vasiyyet etmiş. Etrafında bulunanlar da ona: "Bu hususta (Hz. Nebiden) bir şey mi işittin?" demişler. O da: "Evet Rasûlüllah (s.a.v.)'den işitmiştim" karşılığını vermiş.

 

Hz. Aişe (r.a) ile Ubade b. es-Samit, Ebû Hureyre, Ebû Sâid-el-Hudri ve Esma bint Ebû Bekr (r.a) in de bu şekilde vasiyyette bulundukları rivayet olunmuştur.